Rikki, defne ağaçlarının arasında, sabun için yaprak topluyor. Avokado ve limonlu ağacından toplayıp, kendi tariflerinde kullanıyor. 

Rikki doğanın usta bir heykeltraş gibi ince ince işlediği Kapadokya’da. Topraktan, çömleğe ve tandıra, toprağın yemeğe verdiği şekli öğreniyor. Üzüm bağlarından, kaya evlerdeki şırahanelere üzümün bu kültürdeki yerini görüp, unutulmuş Pelver tatlısının yapımını keşfediyor.

​

​

Nadir kuzu göbeği mantarını arayıp, kaybolmaya yüz tutan konar göçer kültürünü yaşamak için Kuru Ova’ya çıkıyor.

Rikki, kaya kovuklarında yaşayan arıların organik balının izini sürerken, bir yandan da altın renkli tahinin peşine düşüyor.

Rikki’nin rotasını Akdeniz lezzetleri çiziyor. Kano ile denize açılıp turşusunu kurmak için deniz otu topluyor. El bademlerini tadarak, dalından topladıkları bakla ile sıcak bir aile sofrasına konuk oluyor.

​

​

​

​

Rikki rengarenk bir rotayı takip ediyor. Lavanta kokuları, çeşit çeşit elmalarla dolu ağaçlar, leziz kerevitler ve manda sütünden yapılmış taptaze kaymak üstüne bal gibi insanlar.